Türkiye’nin diplomasi gücü

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Rusya Devlet Baş­kanı Putin, Uk­rayna savaşında ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Putin, Tür­kiye’nin barış için çok çabaladığını be­lirtti ve Ukrayna ile 15 Mayıs’ta İstan­bul’da ön koşulsuz doğrudan görüşme­lerin yeniden başla­tılmasını önerdi.

Putin’in Tür­kiye’nin Rusya-Ukrayna müza­kerelerinin düzenlenmesindeki rolüne dikkat çekmesi ve Cum­hurbaşkanı Erdoğan ile görüşe­ceğini belirtmesi önemli. ABD Başkanı Trump ise ateşkesin ba­rış yolunda çok önemli olduğu­nu ve bambaşka bir dünya inşa etmenin yolunu açacağını söyle­yerek dolaylı olarak Türkiye’nin arabuluculuğuna destek verdi.

Geçen hafta Erdoğan-Trump telefon görüşmesini yorumlar­ken Trump’ın 24 saatte çözerim dediği Ukrayna-Rusya krizinde çıkmaza girdiğini ve Türkiye’den yardım istemiş olabileceğini söy­lemiştim ki son durum bunu doğ­rular nitelikte.

Bugün kutuplu sistem çok mer­kezli bir yapıya evrildi. Dünyada ekonomik, askeri ve siyasi mer­kezler ortaya çıktı. Bu yapıda böl­gesel sorunların çözümünde böl­gesel güçler küresel aktörler ka­dar ön plandalar.

Bu sistemsel değişimde sorun­lu coğrafyaların kesişme nokta­sında yer alan Türkiye’nin, bölge­sindeki etkinliğini daha da artır­ması kaçınılmazdı.

Türkiye soğuk savaş anlayışından çıktı

Türk dış politikasında değişi­min önemli bir basamağı FETÖ terör örgütü tarafından, 15 Tem­muz 2016 tarihinde yapılmaya çalışılan hain darbe girişimi oldu. ABD’nin darbe girişimindeki rolü ile AB’nin darbe girişimine yakla­şımı Batı’ya olan güvensiz yakla­şımın zirve yapmasına neden ol­du. Bu yaklaşımlar Türkiye’nin geçte olsa “Soğuk Savaş” anlayı­şından çıkmasını sağladı.

Soğuk Savaş mantığından çık­mak Türk Dış Politikasının ken­disini amasız/fakatsız gösterme­sini sağladı.

Bu anlayış değişimi süresince bazı dönemler hatalar yapılsa da çok yönlü bir dış politikanın uy­gulanmasının önünü açtı. Türki­ye’yi “değerli yalnızlıktan” “çok yönlü diplomasiye” yönlendirdi. Doğru olanı buydu. Küreselliğin zirve yaptığı bir dünyada yalnız kalmak ya da diplomatik yalnız­lığa kendini mahkûm etmek sis­temde gücünüzün değer kaybet­mesi anlamı taşır.

Diplomasiyle dengelemek

Suriye’de yeni oluşum üzerin­deki etki ABD ve İsrail’in PYD/ YPG’ye olan desteğini dengele­di. Libya’daki Türk varlığı Yuna­nistan’ın yaratmaya çalıştığı bir­likteliğin önüne geçti. Karabağ zaferinde Azerbaycan’a verilen siyasi ve askeri destek Türk dev­letleri üzerinde farklı bir Türki­ye algısı yarattı.

Türkiye, Ukray­na-Rusya sorununda diplomasi­nin kesilmemesi sağladı. Bugün sorunun çözümü için Türkiye’ye biçilen rol Türkiye’nin kesmedi­ği diplomasinin bir sonucudur. Türkiye, NATO üyesi olmasına rağmen Moskova ile diyaloğunu kesmeyerek bölgesel barışa kat­kı sundu. Türkiye’nin savunma sanayisinde yarattığı başarı as­keri diplomasi gücünü perçinledi ve birçok ülkeyle savunma sanayi iş birlikleri geliştirmesine zemin hazırladı. Tüm bunların yanında Avrupa, Türkiye’siz bir Avrupa gü­venliğinin olmayacağı konusun­da ortak fikirlere sahip.

Bu nokta­da yürütülmesi gereken diplomasi Türkiye’nin ancak Avrupa Birliği üyeliğiyle Avrupa savunma mima­risi içerisinde yer alması gerektiği üzerine olmalı. Türkiye’nin diplo­matik gücü, krizlerin çözümünde­ki arabuluculuk kabiliyetiyle per­çinlenmiştir. Türkiye, son yıllarda uyguladığı çok yönlü diplomasiyle yalnızca bölgesel değil küresel dü­zeyde de dikkat çeken bir aktör­dür. Küresel çalkantıların yarattı­ğı sorunlar ve birçok yakın coğraf­yada jeopolitik gerilimler devam ederken, Türkiye’nin bu diploma­si stratejisini sürdürülebilir kıl­ması elzemdir. Keza Türkiye’nin diplomatik mirası, yalnızca geç­mişin bir yansıması değil, gelece­ğin de inşasına ışık tutan bir kıla­vuz niteliğindedir.

Son bir söz de dış politikaya ba­kış açılarıyla ilgili. Günümüzde iç ve dış politikanın fazlasıyla iç içe geçtiği düşünülebilir. Bu durum dış politikanın gücünün iç politi­kada kullanma isteğinin bir yan­sımasıdır. Bundan uzak olmak çok daha bütünsel bir dış politika tavrı ortaya çıkaracaktır.

Yeni dünya düzeninde yerinde sayana yer olmayacak….

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta Koridor’un önemi 19 Nisan 2025