ABD’nin Meksika ve Kanada çıkmazı

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

ABD Başkanı Donald Trump seçimin hemen sonrası ABD tarihinin en fazla ‘ka­rarname’ imzalayan başkanı ol­muştu.

İç politikayı ilgilendiren karar­namelerin bir kısmı mahkemeler­den geri döndü ya da hâlâ mahke­melerde. Son olarak seçim döne­mi en yakını durumundaki Musk ile aralarına kara kedi girdi. Musk, Trump’ın “Güzel Büyük Tasarı” olarak adlandırdığı vergi indirimi tasarısına büyük tepki gösterdi ve ikili sosyal medya üzerinden bir­birlerine resmen saldırdılar. İşin gerçek yanı bu mega egolu iki kişi­nin ne kadar beraber kalacaklarını ben de merak ediyordum.

Dış politikada ise küresel ölçek­te büyük etki yaratabilecek ‘güm­rük vergileri’ Trump tarafından açıklandı. Trump, ABD’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler Meksika ve Kanada’ya yüzde 25, Çin’e yüz­de 125'lik gümrük vergisi açıkla­dı. Ülkeler ABD’nin bu kararlarına karşılık ABD mallarına yeni güm­rük vergileriyle karşılık verdiler.

Konu Trump’ın düşündüğü ka­dar kolay çözülebilecek bir yapı­da değildi. Karşılıklı konulan güm­rük vergileri, karşılıklı ticarette istikrar yakalamış sektörleri teh­dit eder hale geldi. Trump’ın ye­rel sanayiyi korumak için koydu­ğunu ifade ettiği gümrük vergile­rine karşı diğer ülkelerin koyduğu vergiler bu ülkelere ihracat yapan ABD’li şirketlerden fazla bu ülke­lerden ithal edilen mallarla üretim yapan sanayi kollarını zor durum­da bıraktı.

Özellikle ABD’li tarım firmala­rı, uygulanan gümrük tarifeleri ne­deniyle bu ülkelerin pazarında re­kabette kaybeden olmaya başladı. Benzer şekilde, Amerikan malla­rındaki yüksek fiyatlar nedeniyle diğer ülkelerdeki talep azaldığında ABD imalat ve hizmet sektörleri de kaybetmeye başladı.

En önemlisi en çok ithalat yaptı­ğı bu ülkelere uygulanan yeni ver­giler, ABD'li tüketicilerin belirli ürünleri daha pahalı almak zorun­da kalmasına neden oldu.

Tüm bu gelişmeler, Trump’ın ‘U dönüşü’ yapmasına neden oldu ve tüm ülkelerle ABD’nin ticaret anlaşması yapması karşılığında gümrük vergilerini ya durdurdu ya da makul seviyelere indirdi. En son 9 Haziran'da Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ticaret anlaşma­sıyla ilgili olarak Çinli yetkililerle Londra'da bir araya geldi.

DÜNYA Gazetesi’nde daha ön­ce ABD-Çin ilişkilerini yazmış­tık. Sıra ABD’nin ekonomisinin diğer iki önemli ortağı Meksika ve Kanada’da. Trump’ın gümrük tarifeleri, 1 Temmuz 2020'de yü­rürlüğe giren ABD-Meksika-Ka­nada Anlaşmasını (USMCA) et­kileyecek nitelikte. Anlaşma, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nın (NAFTA) yerini almıştı. USMCA özellikle Kuzey Amerikalı işçiler, çiftçiler, çiftlik sahipleri ve işletmeler için karşı­lıklı olarak fayda sağlıyor. Böylece Amerikalılar için yüksek ücretli işleri destekleyen ve Kuzey Ame­rika ekonomisini büyüten daha dengeli, karşılıklı ticaret yaratma hedefleniyor.

Bugün ABD’yi bu anlaşmanın te­mel ülkelerine karşı gümrük uy­gulamaya iten nedenler neler? Trump’ın üzerinde durduğu en önemli neden ticaret açığı. Diğer ana unsur ise bu ülkelerdeki Çin yatırımları.

ABD Başkanlık Ofisi Ticaret Temsilciliği otomotiv malları tica­retine ilişkin ABD-Meksika-Ka­nada anlaşmasının işleyişi hak­kında Kongre’ye geçen sene bir rapor sundu. Rapor ABD'yi, Çin yatırımlarını dikkatlice incelemek ve Kuzey Amerika tedarik zinciri­ne giren otomotiv içeriğinin devlet destekli Çinli işletmelerle bağlan­tılı olup olmadığını belirlemek için Kanada ve Meksika ile yakın çalış­maya çağırdı.

Kanada ve Meksika ile ticaret yaklaşık 13 milyon Amerikalı için nitelikli iş demek. ABD'nin bu or­taklarla ticaretini sürdürmesi ve güçlendirmesi ABD'nin ekonomik büyümesini etkilemenin yanında kendi vatandaşı için iş yaratması anlamı taşıyor.

Meksika, Amerika’nın en büyük ticaret ortağı oldu

Meksika-ABD arasındaki tica­ret ilişkisi güçlü ve hayati öneme sahip. İki devlet arasındaki ikili ilişkiler, milyonlarca Amerikalı ve Meksikalının yaşamlarını ve ge­çim kaynaklarını doğrudan etkiler nitelikte.

İki ülke 3 bin 218 km’lik bir sını­rı paylaşıyor ve aktif 55 kara giriş noktası var. Her dakika 1,2 mil­yon dolardan fazla ürün sınırdan geçiyor ve bu da onu dünyanın en yoğun sınırı yapıyor. Kuşkusuz, iki ülke sınırda düzensiz göç, in­san ticareti ve organize suçlar da dahil olmak üzere önemli ortak zorluklarla karşı karşıya. Ama ay­nı zamanda birbirine bağlı bir hi­kayeleri var. Kaliforniya ve Tek­sas gibi eyaletlerde, her gün yüz binlerce insan çalışmak, okula gitmek, aile üyelerini ziyaret et­mek, günlük yaşamda yer almak için sınırdan geçiyor.

2023 yılından itibaren Meksi­ka, Çin'i geride bırakarak Ame­rika'nın en büyük ticaret orta­ğı oldu. Meksika, 2024 yılında da ABD’nin en büyük ticaret ortağı durumunda. 2024 yılında ABD ile Meksika arasındaki toplam mal ti­careti hacmi 839,9 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların en yük­sek seviyesine çıktı. Bu dönemde ABD'nin Meksika'ya ihracatı 334 milyar dolar olurken, ithalatı 505,9 milyar dolara yükseldi. Böylece ABD'nin Meksika ile olan ticaret açığı 171,8 milyar dolara çıktı ve bu, 2018'deki 77,7 milyar dolarlık açığın iki katından fazla bir artışı temsil ediyor.

Meksika, ithalat değerine gö­re ABD'nin için ilk sırada. Çin ve Kanada ilk üçün diğer ikilisi. İh­racat değerine göre bakıldığında ise Meksika, Kanada’nın arkasın­da ikinci sırada.

Büyüyen ticarete ek olarak, Meksika, Amerikan şirketlerinin yatırım yapabileceği, küresel fir­maların üretimi taşıyabileceği ve yakın tedarike yönelik artan eği­limin bir parçası olacak bir ülke. Meksika Ekonomi Bakanı Marce­lo Ebrard, yaklaşık 400 şirketin te­sislerini Asya'dan Meksika'ya ta­şımakla ilgilendiğini söyledi. Eb­rard bir sayı verse de Meksika'da altyapı sorunları var. Meksika, As­ya'da gördüğünüz üretim patlama­sına izin verecek altyapıya yatırım yapmadı.

İki ülkenin göç sorununun dı­şında karşılaştıkları ortak zorluk­ları görmezden gelemeyiz. İklim krizi ve hava koşullarındaki aşırı değişimler her iki ülkede tarımsal üretkenliği ve geçim kaynakları­nı etkiliyor. Tabii ki uyuşturucu kaçakçılığı ve fentanil gibi sorun­lar büyük etken. Keza Trump yö­netimi, ticaretteki üç ana ortağı­na birden suç biçiyor. ABD, uyuş­turucunun yapımında kullanılan kimyasalların Çin'den geldiğini, Meksikalı çetelerin uyuşturucu­yu yasa dışı yollardan temin ettiği­ni ve Kanada'da fentanil laboratu­varları olduğunu belirtiyor.

Tüm bu nedenlerden dolayı, bugün ABD-Meksika ilişkileri­ne stratejik bir yaklaşım önemli. Meksika’da suç kartellerinin siya­sette ve ekonomideki etkisinin ar­tışı güvenli, hukukun temel alın­dığı ve ekonomik olarak güçlü bir Meksika’yı ABD ulusal güvenliği için önemli kılıyor.

ABD’nin Meksika ve Kanada çıkmazı - Resim : 1

Kanada 51. eyalet olur mu?

Trump’ın ABD Başkanı seçil­mesiyle yaptığı Kanada yorum­ları gündemimize oturdu. ABD Başkanı Trump, birçok kez Ka­nada'nın ABD'ye 51. eyalet ola­rak dahil edilmesi gerektiğini sa­vundu. Trump, Kanadalıların ABD'nin bir parçası olmayı istedi­ğini iddia ederken Kanada Başba­kanı için de defalarca "vali" ifade­sini kullandı.

Tarihe baktığınızda Kanada ve ABD ilişkileri benzersiz bir ya­pıda. Bu ilişki paylaşılan coğraf­ya, benzer değerler, ortak çıkar­lar, güçlü kişisel bağlantılar ve çok katmanlı ekonomik bağlarla oluş­turulmuş. Kanada ve ABD, yakla­şık 9 BİN km'lik bir kara sınırını paylaşmakta ve bu sınır dünyanın en uzun uluslararası sınırı. Sınır boyunca 13 ABD eyaleti, yedi Ka­nada eyaleti var.

Kanada ve ABD hem uzun za­mandır müttefik hem de savun­ma, güvenlik ve ticaret alanların­da yakın iş birliği içinde çalışmak­ta. İki ülke derin ve uzun süreli bir savunma ve ulusal güvenlik ortak­lığına sahip. İki ülke, NATO ara­cılığıyla Avrupa'da dahil olmak üzere küresel güvenlik konuların­da yakın bir şekilde iş birliği yap­makta. Yine NATO’nun amaç­larıyla örtüşecek şekilde Kuzey Amerika Hava Savunma Komu­tanlığı'nı (NORAD) 1958 yılında kurdular. Bugün NORAD, başarılı bir savunma ortaklığının modeli­ni oluşturuyor. Keza Çin ve Rus­ya’nın Arktik’e yoğunlaşan stra­tejik yaklaşımları NORAD’ı daha önemli kılıyor.

Trump’ın göç ve uyuşturucu konusunda Kanada’ya yönelttiği suçlamalar sonrası Kanada, sınır güvenliğini artırmak ve göçmen­lik sistemini güçlendirmek için 1,3 milyar dolar yatırım yapma ka­rarı aldı. Kanada Sınır Hizmetle­ri Ajansı, 2024 yılında 52 bin 400 kg'dan fazla yasaklı uyuşturucu, esrar, narkotik ve kimyasal mad­de, 930'dan fazla ateşli silah ve 17 bin 200 yasaklı silah ele geçirdiği­ni açıkladı.

Kanada ve ABD her iki ülkede de milyonlarca işi destekleyen dün­yanın en kapsamlı ticaret ilişkisi­ne sahip. Ancak Trump'ın tarife tehditleri Kanada ile ABD arasın­daki ekonomik ilişkiyi değiştirdi.

Her gün, 2,5 milyar ABD dola­rı değerinde mal ve hizmet Kana­da-ABD sınırını geçiyor. Bu, yıl­da yaklaşık 1 trilyon ABD doları­na denk geliyor. Kanada şirketleri ABD'de yaklaşık 900 bin kişiyi is­tihdam ediyor ve yaklaşık 8 mil­yon ABD’linin işi Kanada ile yapı­lan ticarete bağlı. ABD, Kanada'ya diğer tüm ülkelere sattığı mallar­dan daha fazlasını satıyor ve Ka­nada ise Çin, Japonya, Fransa ve Birleşik Krallık'ın toplamından daha fazla ABD malı satın alıyor.

Bunları bir kenara bıraka­cak olursak iki ülke arasındaki en önemli konu, ABD'nin üreti­minde Kanada'nın rolüdür. Ke­za Kanada'nın ABD'ye ihraç et­tiği malların yaklaşık yüzde 70'i, başka malların üretiminde kulla­nılmaktadır.

Meksika-Kanada vazgeçilmez konumda

ABD’nin Kanada ve Meksika ile olan ilişkilerinin her noktasını değerlendirme şansımız yok, an­cak değerlendirdiğimiz konular gösteriyor ki; Meksika ve Kanada, ABD için vazgeçilebilecek ya da başka ülkelerin rekabetine bırakı­labilecek ortaklar değil.

ABD’nin Kanada'nın ihracatın­daki payı yüzde 77,6, Meksika'nın ihracatındaki payı ise yüzde 79,6. Bu durum, bu ülkeleri ekonomik anlamda ABD’ye bağımlı hale ge­tiriyor. Trump’ın izlediği politika­ların bu ülkeleri alternatifler ara­maya itmesi ABD için kıtasında yeni bir rekabet alanı açılması an­lamına gelecek. Keza her iki ülke­de ABD dışındaki ülkelerle olan ticaret bağlarının güçlendirilme­si kararıyla ihracatlarını çeşitlen­dirmeye yöneldiler.

İki ülkeyle oluşan ortam, ABD ekonomisini doğrudan etkileye­cek bir etkiye sahip. Tedarik zinci­rinde yaşanacak aksamalar ve olu­şacak ek maliyetler, tüketicilere yüksek enflasyon olarak yansıya­cak. Bu iki ülkenin misilleme tari­feleri ise ABD'nin ihracatını etki­leyecek, bu da ABD'nin ekonomik büyümesini yavaşlatabilecek.

Geçen ayın başında Trump, Ka­nada Başbakanı Carney ile yaptığı görüşmede, Kanada ve Meksika ile aralarında bir gerginlik görme­diğini, iki ülkeyle çok iyi anlaştık­larını ifade etti. Bu ifadeler şim­dilik bir U dönüşü olarak nite­lendirilebilir. Ancak mevzubahis Trump olunca öbür ay neyle kar­şılaşacaklarını bu iki ülke de kes­tiremiyordur.

ABD adına 20 Ocak’tan sonra gördüklerimiz Trump’ın söylem­leri sonrası karşılaştığı durumun söylemleriyle pek uyuşmadığıdır. Söylemlerden geri dönüşler bu durumu doğrular nitelikte. Bu sü­reç önümüzdeki dönemde de de­ğişmeyecek gözüküyor.

ABD-İngiltere Ticaret Anlaş­ması benzeri girişimler Meksi­ka ve Kanada için de uygulanacak ve sorun çözülecektir. Kanada 51. Eyalet!!! olmaktan kurtulacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta Koridor’un önemi 19 Nisan 2025