ABD’nin Meksika ve Kanada çıkmazı
ABD Başkanı Donald Trump seçimin hemen sonrası ABD tarihinin en fazla ‘kararname’ imzalayan başkanı olmuştu.
İç politikayı ilgilendiren kararnamelerin bir kısmı mahkemelerden geri döndü ya da hâlâ mahkemelerde. Son olarak seçim dönemi en yakını durumundaki Musk ile aralarına kara kedi girdi. Musk, Trump’ın “Güzel Büyük Tasarı” olarak adlandırdığı vergi indirimi tasarısına büyük tepki gösterdi ve ikili sosyal medya üzerinden birbirlerine resmen saldırdılar. İşin gerçek yanı bu mega egolu iki kişinin ne kadar beraber kalacaklarını ben de merak ediyordum.
Dış politikada ise küresel ölçekte büyük etki yaratabilecek ‘gümrük vergileri’ Trump tarafından açıklandı. Trump, ABD’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler Meksika ve Kanada’ya yüzde 25, Çin’e yüzde 125'lik gümrük vergisi açıkladı. Ülkeler ABD’nin bu kararlarına karşılık ABD mallarına yeni gümrük vergileriyle karşılık verdiler.
Konu Trump’ın düşündüğü kadar kolay çözülebilecek bir yapıda değildi. Karşılıklı konulan gümrük vergileri, karşılıklı ticarette istikrar yakalamış sektörleri tehdit eder hale geldi. Trump’ın yerel sanayiyi korumak için koyduğunu ifade ettiği gümrük vergilerine karşı diğer ülkelerin koyduğu vergiler bu ülkelere ihracat yapan ABD’li şirketlerden fazla bu ülkelerden ithal edilen mallarla üretim yapan sanayi kollarını zor durumda bıraktı.
Özellikle ABD’li tarım firmaları, uygulanan gümrük tarifeleri nedeniyle bu ülkelerin pazarında rekabette kaybeden olmaya başladı. Benzer şekilde, Amerikan mallarındaki yüksek fiyatlar nedeniyle diğer ülkelerdeki talep azaldığında ABD imalat ve hizmet sektörleri de kaybetmeye başladı.
En önemlisi en çok ithalat yaptığı bu ülkelere uygulanan yeni vergiler, ABD'li tüketicilerin belirli ürünleri daha pahalı almak zorunda kalmasına neden oldu.
Tüm bu gelişmeler, Trump’ın ‘U dönüşü’ yapmasına neden oldu ve tüm ülkelerle ABD’nin ticaret anlaşması yapması karşılığında gümrük vergilerini ya durdurdu ya da makul seviyelere indirdi. En son 9 Haziran'da Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ticaret anlaşmasıyla ilgili olarak Çinli yetkililerle Londra'da bir araya geldi.
DÜNYA Gazetesi’nde daha önce ABD-Çin ilişkilerini yazmıştık. Sıra ABD’nin ekonomisinin diğer iki önemli ortağı Meksika ve Kanada’da. Trump’ın gümrük tarifeleri, 1 Temmuz 2020'de yürürlüğe giren ABD-Meksika-Kanada Anlaşmasını (USMCA) etkileyecek nitelikte. Anlaşma, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nın (NAFTA) yerini almıştı. USMCA özellikle Kuzey Amerikalı işçiler, çiftçiler, çiftlik sahipleri ve işletmeler için karşılıklı olarak fayda sağlıyor. Böylece Amerikalılar için yüksek ücretli işleri destekleyen ve Kuzey Amerika ekonomisini büyüten daha dengeli, karşılıklı ticaret yaratma hedefleniyor.
Bugün ABD’yi bu anlaşmanın temel ülkelerine karşı gümrük uygulamaya iten nedenler neler? Trump’ın üzerinde durduğu en önemli neden ticaret açığı. Diğer ana unsur ise bu ülkelerdeki Çin yatırımları.
ABD Başkanlık Ofisi Ticaret Temsilciliği otomotiv malları ticaretine ilişkin ABD-Meksika-Kanada anlaşmasının işleyişi hakkında Kongre’ye geçen sene bir rapor sundu. Rapor ABD'yi, Çin yatırımlarını dikkatlice incelemek ve Kuzey Amerika tedarik zincirine giren otomotiv içeriğinin devlet destekli Çinli işletmelerle bağlantılı olup olmadığını belirlemek için Kanada ve Meksika ile yakın çalışmaya çağırdı.
Kanada ve Meksika ile ticaret yaklaşık 13 milyon Amerikalı için nitelikli iş demek. ABD'nin bu ortaklarla ticaretini sürdürmesi ve güçlendirmesi ABD'nin ekonomik büyümesini etkilemenin yanında kendi vatandaşı için iş yaratması anlamı taşıyor.
Meksika, Amerika’nın en büyük ticaret ortağı oldu
Meksika-ABD arasındaki ticaret ilişkisi güçlü ve hayati öneme sahip. İki devlet arasındaki ikili ilişkiler, milyonlarca Amerikalı ve Meksikalının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını doğrudan etkiler nitelikte.
İki ülke 3 bin 218 km’lik bir sınırı paylaşıyor ve aktif 55 kara giriş noktası var. Her dakika 1,2 milyon dolardan fazla ürün sınırdan geçiyor ve bu da onu dünyanın en yoğun sınırı yapıyor. Kuşkusuz, iki ülke sınırda düzensiz göç, insan ticareti ve organize suçlar da dahil olmak üzere önemli ortak zorluklarla karşı karşıya. Ama aynı zamanda birbirine bağlı bir hikayeleri var. Kaliforniya ve Teksas gibi eyaletlerde, her gün yüz binlerce insan çalışmak, okula gitmek, aile üyelerini ziyaret etmek, günlük yaşamda yer almak için sınırdan geçiyor.
2023 yılından itibaren Meksika, Çin'i geride bırakarak Amerika'nın en büyük ticaret ortağı oldu. Meksika, 2024 yılında da ABD’nin en büyük ticaret ortağı durumunda. 2024 yılında ABD ile Meksika arasındaki toplam mal ticareti hacmi 839,9 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. Bu dönemde ABD'nin Meksika'ya ihracatı 334 milyar dolar olurken, ithalatı 505,9 milyar dolara yükseldi. Böylece ABD'nin Meksika ile olan ticaret açığı 171,8 milyar dolara çıktı ve bu, 2018'deki 77,7 milyar dolarlık açığın iki katından fazla bir artışı temsil ediyor.
Meksika, ithalat değerine göre ABD'nin için ilk sırada. Çin ve Kanada ilk üçün diğer ikilisi. İhracat değerine göre bakıldığında ise Meksika, Kanada’nın arkasında ikinci sırada.
Büyüyen ticarete ek olarak, Meksika, Amerikan şirketlerinin yatırım yapabileceği, küresel firmaların üretimi taşıyabileceği ve yakın tedarike yönelik artan eğilimin bir parçası olacak bir ülke. Meksika Ekonomi Bakanı Marcelo Ebrard, yaklaşık 400 şirketin tesislerini Asya'dan Meksika'ya taşımakla ilgilendiğini söyledi. Ebrard bir sayı verse de Meksika'da altyapı sorunları var. Meksika, Asya'da gördüğünüz üretim patlamasına izin verecek altyapıya yatırım yapmadı.
İki ülkenin göç sorununun dışında karşılaştıkları ortak zorlukları görmezden gelemeyiz. İklim krizi ve hava koşullarındaki aşırı değişimler her iki ülkede tarımsal üretkenliği ve geçim kaynaklarını etkiliyor. Tabii ki uyuşturucu kaçakçılığı ve fentanil gibi sorunlar büyük etken. Keza Trump yönetimi, ticaretteki üç ana ortağına birden suç biçiyor. ABD, uyuşturucunun yapımında kullanılan kimyasalların Çin'den geldiğini, Meksikalı çetelerin uyuşturucuyu yasa dışı yollardan temin ettiğini ve Kanada'da fentanil laboratuvarları olduğunu belirtiyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı, bugün ABD-Meksika ilişkilerine stratejik bir yaklaşım önemli. Meksika’da suç kartellerinin siyasette ve ekonomideki etkisinin artışı güvenli, hukukun temel alındığı ve ekonomik olarak güçlü bir Meksika’yı ABD ulusal güvenliği için önemli kılıyor.
Kanada 51. eyalet olur mu?
Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle yaptığı Kanada yorumları gündemimize oturdu. ABD Başkanı Trump, birçok kez Kanada'nın ABD'ye 51. eyalet olarak dahil edilmesi gerektiğini savundu. Trump, Kanadalıların ABD'nin bir parçası olmayı istediğini iddia ederken Kanada Başbakanı için de defalarca "vali" ifadesini kullandı.
Tarihe baktığınızda Kanada ve ABD ilişkileri benzersiz bir yapıda. Bu ilişki paylaşılan coğrafya, benzer değerler, ortak çıkarlar, güçlü kişisel bağlantılar ve çok katmanlı ekonomik bağlarla oluşturulmuş. Kanada ve ABD, yaklaşık 9 BİN km'lik bir kara sınırını paylaşmakta ve bu sınır dünyanın en uzun uluslararası sınırı. Sınır boyunca 13 ABD eyaleti, yedi Kanada eyaleti var.
Kanada ve ABD hem uzun zamandır müttefik hem de savunma, güvenlik ve ticaret alanlarında yakın iş birliği içinde çalışmakta. İki ülke derin ve uzun süreli bir savunma ve ulusal güvenlik ortaklığına sahip. İki ülke, NATO aracılığıyla Avrupa'da dahil olmak üzere küresel güvenlik konularında yakın bir şekilde iş birliği yapmakta. Yine NATO’nun amaçlarıyla örtüşecek şekilde Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı'nı (NORAD) 1958 yılında kurdular. Bugün NORAD, başarılı bir savunma ortaklığının modelini oluşturuyor. Keza Çin ve Rusya’nın Arktik’e yoğunlaşan stratejik yaklaşımları NORAD’ı daha önemli kılıyor.
Trump’ın göç ve uyuşturucu konusunda Kanada’ya yönelttiği suçlamalar sonrası Kanada, sınır güvenliğini artırmak ve göçmenlik sistemini güçlendirmek için 1,3 milyar dolar yatırım yapma kararı aldı. Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı, 2024 yılında 52 bin 400 kg'dan fazla yasaklı uyuşturucu, esrar, narkotik ve kimyasal madde, 930'dan fazla ateşli silah ve 17 bin 200 yasaklı silah ele geçirdiğini açıkladı.
Kanada ve ABD her iki ülkede de milyonlarca işi destekleyen dünyanın en kapsamlı ticaret ilişkisine sahip. Ancak Trump'ın tarife tehditleri Kanada ile ABD arasındaki ekonomik ilişkiyi değiştirdi.
Her gün, 2,5 milyar ABD doları değerinde mal ve hizmet Kanada-ABD sınırını geçiyor. Bu, yılda yaklaşık 1 trilyon ABD dolarına denk geliyor. Kanada şirketleri ABD'de yaklaşık 900 bin kişiyi istihdam ediyor ve yaklaşık 8 milyon ABD’linin işi Kanada ile yapılan ticarete bağlı. ABD, Kanada'ya diğer tüm ülkelere sattığı mallardan daha fazlasını satıyor ve Kanada ise Çin, Japonya, Fransa ve Birleşik Krallık'ın toplamından daha fazla ABD malı satın alıyor.
Bunları bir kenara bırakacak olursak iki ülke arasındaki en önemli konu, ABD'nin üretiminde Kanada'nın rolüdür. Keza Kanada'nın ABD'ye ihraç ettiği malların yaklaşık yüzde 70'i, başka malların üretiminde kullanılmaktadır.
Meksika-Kanada vazgeçilmez konumda
ABD’nin Kanada ve Meksika ile olan ilişkilerinin her noktasını değerlendirme şansımız yok, ancak değerlendirdiğimiz konular gösteriyor ki; Meksika ve Kanada, ABD için vazgeçilebilecek ya da başka ülkelerin rekabetine bırakılabilecek ortaklar değil.
ABD’nin Kanada'nın ihracatındaki payı yüzde 77,6, Meksika'nın ihracatındaki payı ise yüzde 79,6. Bu durum, bu ülkeleri ekonomik anlamda ABD’ye bağımlı hale getiriyor. Trump’ın izlediği politikaların bu ülkeleri alternatifler aramaya itmesi ABD için kıtasında yeni bir rekabet alanı açılması anlamına gelecek. Keza her iki ülkede ABD dışındaki ülkelerle olan ticaret bağlarının güçlendirilmesi kararıyla ihracatlarını çeşitlendirmeye yöneldiler.
İki ülkeyle oluşan ortam, ABD ekonomisini doğrudan etkileyecek bir etkiye sahip. Tedarik zincirinde yaşanacak aksamalar ve oluşacak ek maliyetler, tüketicilere yüksek enflasyon olarak yansıyacak. Bu iki ülkenin misilleme tarifeleri ise ABD'nin ihracatını etkileyecek, bu da ABD'nin ekonomik büyümesini yavaşlatabilecek.
Geçen ayın başında Trump, Kanada Başbakanı Carney ile yaptığı görüşmede, Kanada ve Meksika ile aralarında bir gerginlik görmediğini, iki ülkeyle çok iyi anlaştıklarını ifade etti. Bu ifadeler şimdilik bir U dönüşü olarak nitelendirilebilir. Ancak mevzubahis Trump olunca öbür ay neyle karşılaşacaklarını bu iki ülke de kestiremiyordur.
ABD adına 20 Ocak’tan sonra gördüklerimiz Trump’ın söylemleri sonrası karşılaştığı durumun söylemleriyle pek uyuşmadığıdır. Söylemlerden geri dönüşler bu durumu doğrular nitelikte. Bu süreç önümüzdeki dönemde de değişmeyecek gözüküyor.
ABD-İngiltere Ticaret Anlaşması benzeri girişimler Meksika ve Kanada için de uygulanacak ve sorun çözülecektir. Kanada 51. Eyalet!!! olmaktan kurtulacaktır.