Kapitalist ahlak ve toplumsal gelişme üzerine bir deneme
Kapitalizm, yalnızca bir üretim biçimi ya da piyasa mekanizması değil; aynı zamanda insan ilişkilerini, değer yargılarını ve toplumsal yapıyı derinlemesine etkileyen bir yaşam tarzıdır.
Max Weber’in klasik eseri “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu”, kapitalist düzenin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki bir temel üzerine inşa edildiğini ileri sürer. Kapitalist ahlak, bireycilik, rekabet, rasyonellik, mülkiyet hakkı ve çalışma disiplini gibi değerleri öne çıkararak toplumsal gelişme süreçlerini doğrudan etkilemiştir. Ancak bu ilişkinin doğası, dönemin koşulları, ülkenin yapısı ve ideolojik iklimine göre farklılaşmaktadır.
Kapitalist ahlakın temel dinamikleri
Kapitalist ahlakın ortaya çıkışı, Batı Avrupa’da 16. yüzyıldan itibaren gelişen reform hareketleri, bireysel kurtuluş inancı ve üretim ahlakıyla yakından ilişkilidir. Weber’e göre Protestan etik, özellikle Kalvinist çalışma ahlakı, kapitalist girişimci ruhun gelişmesine olanak sağlamıştır.
Kapitalist ahlak şunları içerir:
1-Bireycilik: Bireyin çıkarı, toplumsal yararın önünde gelir.
2-Rasyo n a l i t e : Ekonomik ve toplumsal davranışlar hesap ve fayda merkezlidir.
3-Çalışma ahlakı: Emek kutsaldır; tembellik ise toplumsal bir sapkınlıktır.
4-Tüketimcilik: Kimlik, büyük ölçüde sahip olunan nesneler üzerinden kurulur.
5- Rekabetçilik: Başarı, diğerlerinin yenilmesi üzerinden anlam kazanır.
Bu yapı, bireyi ekonomik başarıya göre tanımlar ve onu sürekli daha fazla üretmeye, daha çok kazanmaya ve daha fazla tüketmeye teşvik eder.
Toplumsal gelişme nedir?
Toplumsal gelişme, yalnızca ekonomik büyüme ile ölçülemez. Eğitim düzeyi, sağlık hizmetlerine erişim, sosyal adalet, gelir dağılımı, demokratik katılım, kültürel üretim ve etik değerlerin kurumsallaşması da gelişmişliğin ayrılmaz parçalarıdır.
Örneğin:
Bir ülkenin GSYH’si artarken, gelir dağılımı bozuluyorsa bu bir gelişme değil; derinleşen eşitsizliktir. Eğitim ve sağlık özel sektöre devredilerek metalaştırılıyorsa, insan sermayesinin niteliği ve kamu yararı zayıflar. Tüketimcilik, çevresel yıkımı ve psikolojik tatminsizliği beraberinde getirir.
Kapitalist ahlakın toplumsal gelişmeye etkileri
1-Pozitif etkiler:
İnovasyon ve girişimcilik: Kapitalist etik bireysel başarıyı yücelttiği için yaratıcı fikirleri teşvik eder.
Çalışma disiplini: Rasyonellik ve çalışma etiği, ekonomik verimliliği artırabilir.
Refah artışı: Piyasa mekanizmaları doğru işlediğinde refah artışı sağlar.
2-Negatif etkiler:
Toplumsal eşitsizlik: Zenginliğin birkaç elde toplanması, sosyal adaleti zedeler.
Ahlaki aşınma: Rekabetin aşırılaştırılması empati, yardımseverlik gibi değerleri zayıflatır.
Tüketim bağımlılığı: Tüketim yoluyla mutluluğun tanımlanması, çevresel ve psikolojik sürdürülemezlik doğurur.
Eğitim ve sağlığın metalaşması: Toplumsal hizmetler dahi piyasa nesnesine dönüşür.
Sosyal dayanışma zayıflar; birey yalnızlaşır.
Etik değerler rekabet uğruna aşındırılır.
Türkiye’de kapitalist ahlakın tarihsel seyri
1980 sonrası Neoliberal dönüşüm:
12 Eylül 1980 darbesi ve sonrasındaki 24 Ocak kararları ile Türkiye’de devletçilikten piyasa odaklı ekonomiye geçiş başladı. Bu süreçte:
Özelleştirmeler hızlandı.
Sendikal haklar zayıflatıldı.
Sosyal devletin rolü geriledi.
Bu dönüşümle birlikte kapitalist ahlakın bireycilik, rekabet ve çıkar odaklı değerleri toplumsal zeminde yerleşmeye başladı.
2000 sonrası yeni kapitalist ahlak:
Yeni dönemle birlikte kapitalist ahlak, muhafazakâr değerlerle harmanlanarak yeniden üretildi. Tüketim ile mutluluk arasında ilişki kurulurken, ; başarının ölçütü ise sahip olunan gelirin, servetin bir sonucu olarak değerlendirildi.
Toplumsal sonuçlar ve ahlaki aşınma
Kapitalist ahlakın yaygınlaşması ile birlikte:
Bireyler arası güven zayıfladı.
Yoksullukla mücadele, sadaka kültürüne dönüştü.
Kamu yararı, piyasa mantığına feda edildi. Yolsuzluk ve rant ilişkileri, sistematik hale geldi.
TÜİK 2024 verilerine göre Türkiye’de:
En zengin yüzde 10, toplam gelirin yüzde 54’ünü alırken;
En yoksul yüzde 20, yalnızca yüzde 6 pay alabiliyor.
Bu durum, hem ekonomik hem de ahlaki çürümenin göstergesidir.
Alternatif gelişme etiği mümkün mü?
Evet. Toplumsal gelişmenin kapitalist ahlak dışında da kurgulanabileceğini gösteren modeller mevcuttur. Sosyal refah devleti, dayanışma ekonomisi ve etik kapitalizm bu modellerden bazılarıdır.
Önerilen dönüşümler:
1-Ekonomik kararların etikle bütünleşmesi, fırsat eşitliği,
2- Kamu hizmetlerinin metalaşmasına son verilmesi, sosyal devletin önceliklendirilmesi,
3-Eğitim sisteminin değer temelli hale getirilmesi ve herkesin ulaşılabildiği kalitede verilebilmesi,
4-Vergi adaleti ve sosyal güvenliğin güçlendirilmesi, sosyal adalet ve gelir dağılımını düzeltici rolünün etkin hale getirilmesi Kapitalist ahlak, toplumsal gelişmeyi kimi yönleriyle hızlandırsa da; etik, eşitlik ve adalet gibi değerleri aşındırma pahasına bu süreci sürdürmektedir. Türkiye özelinde ise kapitalistleşme süreci, demokratikleşmeden önce geldiği için, bireysel zenginleşme kamusal sorumluluğun önüne geçmiştir. Bu da, toplumsal gelişmeyi görünürde artırsa da, içerik bakımından zayıf ve kırılgan kılmaktadır. Gerçek bir toplumsal gelişme için; sadece ekonomik büyüme değil, etik bütünlük, sosyal adalet ve dayanışma kültürü de inşa edilmelidir.
Son söz: “Gücün haklı çıktığı yerde, adalet bekleme, Güce tapan insanların olduğu yerde huzur bekleme.” Platon