Hürmüz’deki ‘kara kuğu’ küresel enflasyonu çağırıyor

KONUK YAZAR
KONUK YAZAR

UĞUR GÜNDÜZ
Ekonomist - Bankacı

Öngörülemeyen ve büyük sonuçları olan olayları ifade eden bir kavram olan ‘kara kuğu’, bu kez Hürmüz Boğazı’nda. Yüksek emtia fiyatları, özellikle de petrol fiyatları, küresel enflasyonu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Zaten yüksek enflasyonla mücadele eden birçok ülke için bu durum, ekonomik istikrarı daha da bozucu bir etki yaratır.

 İsrail ile İran arasındaki ola­sı doğrudan bir askeri ça­tışma, halihazırda kırılgan olan küresel ekonomide büyük dalgalanmalara yol açabilecek potansiyel bir ‘kara kuğu’ ola­yıdır.

Kara Kuğu Olayı, Nassim Nicholas Taleb tarafından popülerleştirilen, nadir, ön­görülemeyen ve meydana geldiğinde büyük sonuçları olan olayları ifade eden bir kavramdır. Bu olaylar, ger­çekleşmeden önce tahmin edilemez olmalarına rağ­men, gerçekleştikten sonra geriye dönüp bakıldığında sanki tahmin edilebilirmiş gibi rasyonelleştirilirler.

"Kara kuğu" terimi, 17. yüz­yılda Avustralya'da siyah ku­ğuların keşfedilmesine daya­nır. O zamana kadar Avrupalılar, tüm kuğuların beyaz olduğuna inanıyordu. Siyah bir kuğunun ortaya çıkışı, bu köklü inancı ta­mamen değiştirmiş ve nadir, im­kansız kabul edilen durumlar için bir metafor haline gelmiştir.

Bu çatışma sadece bölgesel bir savaştan öte, domino etkisiyle dünya ekonomisinin birçok kat­manını derinden etkileyebilir.

 

Petrol piyasaları ve emtia fiyatları

Ortadoğu, küresel petrol üreti­minin önemli bir kısmını elinde bulunduran ve stratejik öneme sahip geçiş noktalarına (özellikle Hürmüz Boğazı) ev sahipliği ya­pan bir bölgedir. İsrail-İran çatış­ması durumunda petrol fiyatla­rı üzerinde anında ve önemli bir yukarı yönlü baskı oluşması ka­çınılmazdır.

* Arz kısıtlamaları: Çatış­manın yoğunluğuna ve süresine bağlı olarak, bölgedeki petrol üre­tim tesisleri veya nakliye rotala­rı zarar görebilir ya da riskli hale gelebilir. Bu durum, küresel pet­rol arzında ciddi kesintilere yol açarak fiyatların hızla yükselme­sine neden olabilir.

* Risk primi: Savaş riskinin artmasıyla birlikte, yatırımcılar ve piyasalar, olası arz kesintileri­ne karşı bir ‘risk primi’ talep ede­cektir. Bu durum, fiili arz kesin­tisi olmasa bile petrol fiyatlarını artırabilir. Brent petrolün varil fiyatı, çatışmanın şiddetine ve yayılımına bağlı olarak 100 dola­rın üzerine çıkabilir, hatta daha yüksek seviyeleri test edebilir.

* Diğer emtialar: Petrol fi­yatlarındaki artış, enerji maliyet­lerini doğrudan etkileyeceğin­den, üretim ve taşımacılık ma­liyetlerini artırarak diğer emtia fiyatları üzerinde de yukarı yönlü bir baskı oluşturacaktır. Özellik­le sanayi metalleri ve tarım ürün­leri, artan enerji maliyetlerinden etkilenebilir. Doğalgaz fiyatları da, özellikle Avrupa'nın enerji arz güvenliği konusundaki has­sasiyeti göz önüne alındığında, önemli ölçüde yükselebilir.

* Küresel enflasyon: Yüksek emtia fiyatları, özellikle de petrol fiyatları, küresel enflasyonu te­tikleyen en önemli faktörlerden biridir. Zaten yüksek enflasyon­la mücadele eden birçok ülke için bu durum, ekonomik istikrarı da­ha da bozucu bir etki yaratır.

* Merkez bankası kararla­rı: Yüksek enflasyonla mücadele eden merkez bankaları, faiz artı­rımı döngülerini daha da sıkılaş­tırmak veya mevcut yüksek faiz oranlarını daha uzun süre sür­dürmek zorunda kalabilir. Bu du­rum, küresel çapta ekonomik bü­yümeyi yavaşlatabilir veya re­sesyon riskini artırabilir.

* Yaptırımlar: Çatışmanın tırmanması durumunda, başta ABD olmak üzere batılı ülkeler, İran'a yönelik mevcut yaptırım­ları daha da sıkılaştırabilir veya yeni yaptırımlar uygulayabilir. Bu yaptırımlar, İran'ın petrol ih­racatını daha da kısıtlayarak kü­resel petrol piyasalarını daha da daraltabilir.

* Ticaret rotalarında bo­zulmalar: Bölgedeki güvenlik risklerinin artması, uluslararası ticaretin önemli deniz rotaları­nı (örneğin Süveyş Kanalı, Hür­müz Boğazı) etkileyebilir. Nakli­ye maliyetleri artabilir ve tedarik zincirlerinde aksaklıklar yaşana­bilir.

* Güvenli liman varlıkları­na yönelim: Çatışmanın başla­masıyla birlikte, yatırımcılar al­tın, ABD doları ve devlet tahville­ri gibi güvenli liman varlıklarına yönelebilir. Bu durum, gelişmek­te olan piyasalardan sermaye çı­kışlarına neden olabilir.

* Doğrudan yabancı yatı­rımlarda azalma: Bölgedeki ve küresel çaptaki belirsizlik, doğ­rudan yabancı yatırımları (DYY) azaltabilir. İşletmeler, yatırım­larını erteleyebilir veya daha gü­venli limanlara kaydırabilir.

Zincirleme reaksiyon

Sonuç olarak, İsrail ile İran arasındaki potansiyel bir çatış­ma, sadece bölgesel bir felaket ol­makla kalmayıp, küresel ekono­mi üzerinde yıkıcı etkileri olabi­lecek zincirleme reaksiyonlara neden olabilir.

Petrol fiyatlarındaki kontrol­süz artış, enflasyonist baskılar, ekonomik yavaşlama, ticaret sa­vaşları ve piyasalarda oynaklık, dünya genelinde milyonlarca in­sanı etkileyecek sonuçlar doğu­rabilir.

Bu nedenle uluslararası toplu­mun, BM’in, bölge ülkelerinin bu tür bir çatışmayı önlemek için dip­lomatik çabalarını hızlandırma­sı ve gerginliği azaltacak adımlar atması hayati önem taşımaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar