Dünya tasarım sahnesinde nasıl daha görünür oluruz?
Tasarım dünyasında özel bir yere sahip olan ‘European Design Awards/Avrupa Tasarım Ödülleri’, tipografi ve grafik tasarım alanlarında hem yaratıcılığı hem de kaliteyi teşvik eden çok önemli bir platform. Programla 2007 yılından bu yana hem genç yeteneklere hem de deneyimli tasarımcılara, çalışmalarını uluslararası sahnede sergileme fırsatı sunuluyor. Bu ödüller sayesinde farklı ülkelerden gelen tasarımcılar, ürettikleri işleri uluslararası ölçekte görünür kılma fırsatı buluyor. Özellikle tipografi gibi detay odaklı ve gelenekle yeniliğin sürekli etkileşim içinde olduğu bir alanda, yaratıcı sınırları zorlayan işler, ödüller aracılığıyla öne çıkarılıyor. Bu da tasarımcıları sadece teknik olarak değil, kavramsal olarak da daha derinlikli üretimler yapmaya teşvik ediyor.
Avrupa Tasarım Ödülleri sadece bir takdir platformu değil; aynı zamanda mesleki gelişimin, kültürel ifadenin ve tasarım dilinin evrimini hızlandıran çok önemli bir araç olarak değerlendirilebilir. Program sektör için pusula işlevi görüyor. Güncel trendleri, yeni teknolojilerin kullanımıyla gelen estetik dönüşümleri ve farklı coğrafyalardaki tasarım anlayışlarını görünür kılarak, meslektaşlar arasında ilham verici bir etkileşim ağı yaratıyor. Aynı zamanda genç tasarımcılar için de hem yol gösterici hem de motive edici bir rol üstleniyor. Başarıların ödüllendirilmesi, sektörün kalitesini yukarıya taşıyan, rekabeti sağlıklı biçimde tetikleyen bir dinamizm yaratıyor.
Bu yıl Avrupa Tasarım Ödülleri’nde jüri başkanı olarak seçildim. Bu hem kişisel hem de mesleki açıdan büyük bir onur. Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen yaratıcı profesyonellerle birlikte, tasarım alanındaki en iyi işleri değerlendirmek ve bu sürece liderlik etmek benim için çok değerli. Bu görev, aynı zamanda bugüne kadar tasarım dünyasına sunduğum katkıların takdir edildiğinin ve uluslararası düzeyde bir güvenin göstergesi.
SADECE GÖZE DEĞİL DUYGU VE DÜŞÜNCEYE DE HİTAP ETMELİ
Böylesine önemli bir organizasyonda jürinin sorumluluğu büyük. Değerlendirme yapılırken sadece estetik ve teknik yeterliliklere değil; aynı zamanda projelerin sunduğu yenilikçilik, toplumsal etki, sürdürülebilirlik ve hikâye anlatımı gibi unsurlara da dikkat etmek gerekiyor. Özellikle dijital çağda tasarımın sadece göze değil, duyguya ve düşünceye de hitap etmesi gerekiyor. Tasarımcıların, geleneksel kalıpların ötesine geçerek hem yerel hem küresel ölçekte fark yaratma potansiyeli taşıyan işler ortaya koymaları bence oldukça kıymetli.
Tipografi, tarihsel kökeni itibarıyla el işçiliğiyle, hurufat dizimiyle başlayan bir zanaatkârlık geleneğine dayanıyor. Bugün dijital veya analog, hangi teknikle üretilirse üretilsin, tipografik tasarımın merkezinde kullanılan aracın incelikle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Geleneksel zanaatkârlıkla çağdaş tasarım arasında bir köprü kurmak, sadece nostaljik bir yaklaşım değil; geçmişten gelen bilgeliği, çağımızın yenilikçi ve deneysel ruhuyla buluşturmaktır. Bu köprü, tasarımın yalnızca form değil, içerik, duygu ve bağlam yaratma gücünü de besliyor.
Günümüzde tipografi alanında en heyecan verici gelişmenin, değişken font (Variable Fonts) teknolojisi olduğunu söyleyebilirim. Bu teknoloji, çok alfabeli büyük font projelerinin daha verimli ve esnek şekilde tasarlanmasına olanak tanıyor. Değişken fontlar, tasarımcıların tek bir font ailesi içinde ağırlık, genişlik, eğim gibi birçok parametreyi anında değiştirebilmesine olanak sağlayarak hem teknik hem estetik açıdan yeni kapılar açıyor. Bu, sadece görsel çeşitlilik sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda kullanıcı deneyimini ve erişilebilirliği de güçlendiriyor.
Türkiye’deki yaratıcı potansiyel takdir ediliyor
ONUR YAZICIGİL-Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Öğretim Üyesi
Türkiye’deki tasarımcıların yetenek, estetik anlayışı ve teknik beceri açısından uluslararası standartlara fazlasıyla uyum sağladığını düşünüyorum. Son yıllarda Türkiye’den çıkan birçok başarılı işin Avrupa ve dünya çapındaki yarışmalarda ödül aldığını görmek sevindirici. Avrupa Tasarım Ödülleri’nde de Türkiye’den pek çok başvuru geliyor ve geçmiş yıllarda birçok kategoride ödüller alındı. Türkiye’deki tasarım kalitesi ve yaratıcı potansiyel dünya tarafından da takdir ediliyor.
Ancak küresel görünürlüğümüzü artırmak için atılması gereken bazı önemli adımlar var. Yarışmalara katılım oranımız hâlâ görece düşük. Bunun nedenleri arasında dil bariyerleri, başvuru ücretleri ve doğru uluslararası mecralara ulaşma konusunda eksiklikler yer alıyor. Türk tasarımcıların global arenada daha fazla yer alabilmesi için hem bireysel hem kurumsal düzeyde destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Daha fazla teşvik, rehberlik ve network fırsatları sağlandığında, Türkiye’den çıkacak yaratıcı işlerin sayısı ve görünürlüğü hızla artacaktır.
Avrupa Tasarım Ödülleri’nde jüri başkanlığı yapacak olmak benim için hem bir sorumluluk hem de bir ilham kaynağı. Bu sürecin, sadece ödül alacak projeleri belirlemekle kalmayıp, aynı zamanda Avrupa tasarım sahnesine yön verecek fikirlerin ve yaklaşımların altını çizen bir yolculuk olacağına inanıyorum.