Tarımdaki potansiyel genç çiftçiler ile zirve yapacak

Tarım üretiminde köklü üretim geleneği olan Türkiye, aynı zamanda modern üretim tekniklerini de uygulamaya alan bir üretici ülke görüntüsü çiziyor. Net ihracatçı ülke konumunda olan Türkiye, tarımsal üretiminin devamlılığını sağlama ve yüksek potansiyelini değerlendirme noktasında genç çiftçi nüfusunun artmasına ihtiyaç duyuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tarımdaki potansiyel genç çiftçiler ile zirve yapacak

Tarımsal üretimin sürdürülebil­mesini tehdit eden güçlükler çiftçilerin üretimde kalması­nın önemini bir kere daha hatırlatıyor. Dünya nüfusundaki artış, gıda güven­liğini sağlama ihtiyacını gündeme ge­tiriyor.

Diğer yandan su kaynaklarının kirlenmesi ya da yok olması, şehir mer­kezlerinin genişleyerek tarımsal alan­ların üzerinde baskı oluşturması tarım sektörünün ihtiyaçları karşılaması­nı zorlaştırıyor. Bununla birlikte doğa olaylarından doğrudan etkilenen tarım sektörünü iklim krizi ile değişen hava koşulları ve bununla gelişen doğal afet­ler de olumsuz etkiliyor. Tabii bütün bunların merkezinde yer alan çiftçileri de unutmamak elzem.

Uluslararası Tarım Üreticileri Fede­rasyonu’nun (IFAP) kuruluşu 14 Ma­yıs 1946’da gerçekleşti ve buna atfen 14 Mayıs günü, 1984 yılından bu yana Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanı­yor. Uluslararası alanda tarımsal üre­ticilerin sorunlarını yansıtan kuruluş, böylece yılda bir günü dahi olsa dik­katleri çiftçilere çekmeyi amaçlıyor.

Böylece IFAP, kamuoyunu bilgilendir­mekle Dünya Çiftçiler Günü aracılığıy­la çiftçilerin günümüz dünyasındaki önemini hatırlatarak, onların sorunla­rını gündeme taşıyor. Bununla birlikte TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2024 yılında tarım sektöründe 4 milyon 827 bin kişi istihdam edildi. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında tarım sektörün­de istihdam edilenlerin sayısı 132 bin kişi arttı. 2024 yılında toplam 35 mil­yon 733 bin kişi istihdam edilirken ta­rım sektörünün toplam istihdamdaki oranı yüzde 14.8 oldu.

Genç çiftçilerin sayısındaki azalma ürkütücü seviyede

İş güvenliği ve sağlığı açısından en tehlikeli sektörlerden tarımda etkin olarak çalışan çiftçiler, aşırı sıcağa ve ultraviyole radyasyonuna maruz kal­mak, temiz içme suyuna ulaşmak, ta­rımsal kimyasallar kaynaklı zehirlen­meler ve boğulma gibi iş kazaları ve meslek hastalıkları riskiyle çalışıyor. Ayrıca traktör ve tarım makineleri kul­lanımına bağlı riskler ve yolcu taşıma­sına uygun olmayan araçların nakliyede kullanılması da risk unsurlarını artırı­yor.

Bütün bu olumsuzluklar iş gücüne katılım boyutunda da olumsuz yansıyor. Örneğin genç nüfusun tarım sektörünü tercih etme oranı gün geçtikçe azalıyor. Gençlerin köylerden şehirlere göç et­mesi, tarımda üretimi aksatırken, özel­likle hayvancılık üretiminde ciddi so­runlara yol açıyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verilerine göre Türkiye’de kayıtlı çiftçi­lerin yüzde 34’lük kısmı 65 yaş ve üze­ri, 34,6’lık kısmı 50-64 yaş arasında bu­lunuyor. Çiftçilerin yüzde 26,4’ü 33-49 yaş arası, yüzde 3,8’i 25-32 yaş arası ve yüzde 1’i 18-24 yaş arasında yer alıyor. Bu veriler genç nüfusun tarım sektörü­ne katılımının düşük olduğuna işaret ederken, gençler için tarım sektörünü cazip kılmanın gerektiğini ve onları ta­rımda çalışmaya teşvik etmenin zorun­luluk olduğunu vurguluyor.

Yapılan planlamalarda çiftçinin doğru konumlandırılması şart

Son yıllarda ekilebilir arazi miktarın­da yaşanan kayıp da dikkat çekiyor. Ta­rımda derin köklere sahip üretim gele­neği bulunan Türkiye’nin yaklaşık 78 milyon hektarlık yüzölçümünün üçte birine yakın 24 milyon hektar alan eki­lebilir tarım arazisi mevcut. 30 yıl ön­cesine kadar ekilebilir arazi miktarı 27 milyon hektardı. Tarımda net ihracatçı bir ülke olan Türkiye, 212 ülke ve bölge­ye 2 bin 200 çeşit tarım ürünü ihraç et­ti. Yaklaşık 9 trilyon dolarlık bir ticaret hacminin döndüğü bir coğrafyada bulu­nan Türkiye, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki en büyük ta­rımsal ürün ihracatçısı ülkeler arasın­da yer alıyor.

Gelecek 10 yıllık dönemde Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatını 50 milyar dolara çıkaracak üretim ve ihra­cat potansiyeli bulunuyor. Planlı üretim ile atılacak doğru adımların sürdürüle­bilir olması bu hedeflere ulaşmakta ha­yati önem taşıyor. Bitkisel ve hayvansal üretim ile su ürünleri yetiştiriciliği için tarım havzası veya işletme bazında üre­tim planlanmasını kapsayan planlı üre­tim dahilinde çiftçilerin doğru konum­landırılması gerekiyor. Her ne kadar teknoloji gelişse de sektörün en önemli kaynağı hâlâ insan.

“Tarım son 6 çeyrektir aralıksız büyüyor”

Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa’da birinci sırada, dünyada ise ilk 10 ülke arasında olduğunu ifade eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Ülkemiz, güçlü tarımsal altyapısını ihracatla da taçlandırıyor"dedi. Türkiye'nin tarımda 32,6 milyar dolar gelirle net ihracatçı bir ülke olduğunu kaydeden Bakan Yumaklı, "Tarım sektörümüz, son 6 çeyrektir aralıksız büyüyor. Geçen yıl (2024) Türkiye ortalamasının da üzerinde büyüme gerçekleştiren sektörümüz, ülke ekonomimize önemli katkılar sunmaya devam ediyor.

Tarım sektörümüz, geçen yıl 2 trilyon 428 milyar lira hasılayla gayrisafi yurt içi hasılamıza (GSYİH) yüzde 5,6 oranında katkı sağladı” dedi. Gençlerin tarım sektöründe daha fazla yer almalarını hedeflediklerini belirten Bakan Yumaklı, Tarım ve Orman Gençlik Konseyi’nin bakanlığın alacağı stratejik kararlarda önemli bir aktör olarak konumlandırıldığını vurguladı.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL