Tarımda kendine yeterlilik artık çok daha önemli

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE [email protected]

Deprem, küre­sel iklim krizi, uluslararası ticaret­te Trump’ın neden olduğu sarsıntılar başta olmak üzere her büyük küresel olayda gıda önemi­ni daha da artırıyor. Konu sağlık, ener­ji veya savaşlar, her ne olursa olsun… Her krizde akla ilk gelen gı­da stokları ve gıdada yeter­lilik. Hem ulusal hem de ha­neler düzeyinde…

Gıda güvencesinin tüm paydaşlarca tartışıldığı, da­nışıldığı, ortak aklın belir­lendiği ortamların başında şuralar gelir. 4. Tarım Or­man Şurası’nın merkezinde de kendine yeterlilik ve bu­nun sürdürülebilirliği yer alıyor. Esas olan, bir felaket, bir savaş veya boykot anında dışa bağımlılığımızı en aza indirerek milli güvenliğimi­zi sağlamak.

Makro tarımsal ekonomik veriler ne söylüyor?

Son yıllarda tarım ve gı­dada tamamen dışa bağım­lı hale geldiğimiz çok yaygın konuşulan bir dezenformas­yon. Tarımda yeterlilik ko­nusuna geçmeden önce, ta­mamlanmakta olan son şura ve bir önceki şura arasın­daki birkaç makro tarımsal göstergeye değineceğim.

TÜİK verilerine göre, 2019’daki 3. Şura ve bu yıl­ki 4. Şura arasında geçen altı yılda neler değişmiş bir göz atalım.

“Son yıllar” diye hep atıf­ta bulunulan bu dönemde tarımsal dış ticaret fazla­mız 4,8 milyar dolardan 10,9 milyar dolara yükselmiş. Bu değer, iki şura arasında yüz­de 127’lik bir artış anlamına geliyor. Yıllık bazda ise yüz­de 15’lik bir artışa karşılık geliyor.

Aslında çarpıcı bulduğum birçok analiz sonucu elde etmeme rağmen, yer darlı­ğından dolayı bir kısmına değinebileceğim.

3. Şura’dan 4. Şura’ya ta­rımsal ihracatımız 14,9 mil­yar dolar artış göstermiş. Dönem itibariyle yüzde 84’lük bir artış demek bu.

Oysa aynı dönemde bu ül­ke nüfusu 3 milyon 661 bin kişi artarken turist sayısı da 16 milyon 603 bin kişi artış göstermiş.

Diğer bir ifadeyle bu ül­ke 148 milyon kişiyi besler­ken net ihracatçı konumu­nu güçlendirmiş, tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise sekizinci sıraya yükselmiştir.

Bitkisel ürün denge tabloları

Gıda arz güvencesinde ikinci önemli kısım ürün­ler bazında yeterlilik dere­cemiz. Mart ayında TÜİK’in yayınladığı “Bitkisel Ürün Denge Tabloları” konusuna bu vesile ile gecikmeli de ol­sa girmiş oluyoruz.

Elbetteki kendine yeter­lilikte en önemlisi stratejik ürünler ve bunların başın­da da tahıllar geliyor. Tahıl­larda 2023-2024 dönemin­de yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi -ki buna yeterlilik derecesi di­yoruz- yüzde 111,9 oldu.

Temel besinimiz ve gru­bun en büyük paya sahip ürünü olan buğdayın yeter­liliği yüzde 118,4. Mısır bir miktar düşük (%96,5) olsa da tolere edilebilir seviyede.

Ancak soyanın yeterlilik derecesi yüzde 4,1 ile alarm veriyor ve bir önceki yılın da altında. Kırmızı ve yeşil mercimek ile kuru fasulye, ayçiçeği ve pirinç ise yüzde 70-90 aralığında yeterlilik derecesine sahip.

Meyvede yeterlilik üst düzeyde

Meyvelerde genel olarak yeterlilik çok üst düzeyde. Ceviz yüzde 80,3 ile en dü­şük, fındık ise yüzde 573,6 ile en yüksek yeterliliği olan meyveler.

Sebzelerde ise bamya (%98,9) dışında tamamında yeterli du­rumdayız.

Ezcümle; dünyanın hiçbir ülkesi mutlak anlamda gı­dada kendine yeterli değil­dir. Ancak çok az sayıda ül­ke, başta stratejik tarımsal ürünler olmak üzere, büyük ölçüde kendine yetebilmek­te. İşte Türkiye de bereketli toprakları ve biyoçeşitliliği ile bu sayılı ülkelerden biri­si konumunda.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar