Petrol fiyatları ve enflasyon

Bekir Tamer GÖKALP
Bekir Tamer GÖKALP Parametre [email protected]

Bildiğiniz gibi petrol, geçtiğimiz yüzyı­lın olduğu gibi bu yüzyılın da en önemli hammaddelerinden biri. Petrol, sadece sana­yide bir enerji kaynağı olarak kullanılmıyor. Aynı zamanda petrolden elde edilen türev ürünlerinde de sanayi alanında yaygın olarak kullanılıyor. Globalleşme ile birlikte dünya­da son yüzyılda en önemli sorunların başın­da artan ulaşım maliyeti geliyor. Bu da enf­lasyon üstüne en çok baskı yaratan nedenler arasında geliyor. Petrolün bu denli yüksek ta­lep görmesi ekonomik şok yaratma riskini de beraberinde getirmektedir.

ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladı­ğı yeni gümrük tarifeleriyle alevlenen ABD-Çin ticaret savaşı ve OPEC’in arz artış kararı sonrası Brent petrol yaklaşık 62 USD sevi­yesinde işlem görüyor. 2021 yılından bugü­ne en düşük seviyesini görmüş bulunmakta. OPEC, Mayıs ayında günlük 411 bin varil pet­rolü piyasaya sürmeyi planlamakta ve bu ra­kam 135 bin varillik artış planının üç katı ka­dar seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağ­lamda petrolün fiyatını belirleyen en önemli etken, o mal veya emtiada oluşan arz ve talep dengesinden kaynaklanmaktadır. Petrol fi­yatlarındaki volatilite, özellikle enerji ithala­tına bağımlı olan ülkelerde enflasyon üzerin­de ciddi baskılar yaratmaktadır.

Sadece Türkiye’de değil tüm dünyanın son dönemdeki en çok konuşulan ekonomik konularının başında enflasyon geldiğini söylesem yanlış olmaz herhalde… Enflasyo­nu maliyet ve talep enflasyonu olarak ikiye ayırabiliriz. Aslında günümüz enflasyonu­nun asıl kaynağının talepten ziyade mali­yet enflasyonundan kaynaklanmaktadır ve üretim aşamasındaki petrol fiyatlarında­ki dalgalanmalar en etkili şekilde maliyet enflasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Maliyet enflasyonuyla dünya ekonomisi­nin büyüme hızı düşebilme ve enflasyonla mücadelede tüm ekonomik dengeleri altüst edebilme riski taşımaktadır.

Fed’in faiz kararının dünyanın radarında olduğu bu dönemde petrol fiyatlarının enf­lasyonu baskılayacak seviyede olması kritik önem taşımaktadır.

Başkan Jerome Powell liderliğindeki Fed, başta Trump olmak üzere tüm dünya­nın merakla beklediği faiz kararını nihayet açıkladı. Beklenen ve çok da sürpriz olma­yan bir karardı. Federal Açık Piyasa Komi­tesi (FOMC) toplantısının ardından yapı­lan açıklamada politika faizinin yüzde 4,25 -4,50 aralığında sabit bırakıldığı bildirildi. Fed yetkilileri faiz oranlarını üst üste üçün­cü toplantıda da sabit tutarken hem daha yüksek enflasyon hem de artan işsizlik ris­ki gördüklerini vurguladı.

Ayrıca Trump’ın farklı ülkeler için açıkladığı farklı tarifele­rin yarattığı riskleri dikkate almadan ka­rar veremeyeceklerini, bu nedenle de sa­bit bırakıldığı açıklandı. Aslında tam olarak “Bundan sonra Trump’ın kararlarına göre yolumuzu çizeceğiz” mesajını da almış olu­yoruz. Açıklanan tarifeler yürürlüğe girdiği zaman net adımlar atılacaktır. Tabii Fed’in de çok sıkıştığını görüyoruz. ABD’nin faiz indiriminde fazla da gecikmemesi gerekti­ğini düşünenlerdenim. Global ekonomide yaşanacak durgunluk riski her iki yönde de petrol fiyatlarına da etki edecektir. Ancak yüksek enflasyonla mücadelede, ülke ola­rak petrol fiyatlarının düşmesi rüzgarın ar­kamızdan esmesine neden olduğu için bir fırsat olarak karşımızda durmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar