Dijital vergi incelemesi: Gerçek ticari faaliyeti perdelememeli!
Geçtiğimiz hafta (13 Mayıs) Hazine ve Maliye Bakanlığı, Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’de değişiklik yaptı ve vergi incelemelerinde Bakanlık tarafından oluşturulan “elektronik sistem araçları”nın kullanılabilmesinin yolunu açtı.
E-incelemenin anlamı
Yönetmelik’deki değişiklik, mükelleflerin artık esas itibariyle elektronik ortamda yürütülen bir vergi incelemesine tabi olacakları anlamına geliyor. Çünkü, elektronik sistem araçları, “defter ve belgelerin ibraz edilmesi, tutanakların düzenlenmesi, görüntülü ve sesli görüşme sağlanması gibi vergi incelemelerine ilişkin işlemlerin elektronik ortamda yürütülmesini sağlamak üzere Bakanlık tarafından oluşturulan her türlü elektronik sistem” şeklinde tanımlanmış. Buna göre;
-Mükellefler defter ve belgelerini elektronik ortamda ibraz edecekler,
-İnceleme tutanakları elektronik ortamda düzenlenecek,
-Görüşmeler (soru sorma, bilgi alma, vb.) elektronik ortamda görüntülü ve sesli olarak yapılacak,
-Diğer işlemler de elektronik ortamda yürütülecek.
Bu, yeni bir vergi inceleme türü değil. Ancak bundan sonra vergi idaresinin incelemelerde elektronik sistem araçlarını çok daha yaygın şekilde kullanması beklenebilir. Zira, bu zaman ve maliyet tasarrufu sağladığı gibi, denetim elemanları açısından da çalışma kolaylığı getiriyor.
İspat konusu sıkıntılı
Vergi incelemelerini yapan vergi müfettişleri önemli sınavlardan ve eğitimlerden geçerek yetiştiriliyorlar. Kamu gelirlerinin denetimi emanet edildiğine göre, öyle de olmaları gerekir. Ancak, kimi vergi inceleme raporları objektiflikten uzak ve ispat noktasında sorunlu. Mükellefe isnad edilen eylemler, somut, gerçekçi, akılcı, yeterli ve güvenilir delillerle ispatlanmıyor. Hatta bazı raporlarda hukuka uygunluk denetimi yapılmamış delillerin esas alındığı dahi görülüyor. Genellemelerden hareket ediliyor.
Oysa, hem vergi incelemesinde mükelleflerinin de hak ve hukuklarının gözetilmesi zorunlu, hem de vergi incelemesinin amacı ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, saptamak ve sağlamak. Çünkü, Anayasa gereğince ancak “gerçekten var olan mali güç” üzerinden vergi alınabilir, “olması gereken” ya da “olduğu tahmin edilen” mali güç değil üzerinden değil!
Vergi incelemesi sadece muhasebe denetimi değildir!
Vergi incelemesi “muhasebe denetimi”ymiş gibi algılanırsa, olayın özü, yani gerçek ticari faaliyet ve bu bağlamda gerçek mali güç gözden kaçar. İnceleme, sadece defter ve belgeler, mali tablolar üzerinden yapılan bir “tutarlılık ve uyum” denetimine dönüşür. Bazı vergi incelemelerinde karşımıza çıkan ispat zafiyetlerinde, bu yaklaşımın izlerini açıkça görülebiliyor.
Her türlü mal giriş ve çıkışını, sunulan tüm hizmetleri, yapılan ödemeleri/parayı takip eden bir sistem halihazırda mevcut değil. Stok sayımı, kasadaki fiili durumun muhasebe kayıtlarıyla karşılaştırılması ve mal-hizmet akışının yerinde gözlemlenmesi gibi işlemler, ancak fiziki denetimle sağlanabilir. Bu nedenle, beş duyuya dayalı vergi denetimi halen çok değerli.
Buna karşılık, vergi incelemesinin kural olarak işyerinde yapılması zorunluluğu 2021 yılındaki değişiklikle yasadan çıkartıldı. Artık, mükellef isterse ve iş yeri müsaitse iş yerinde “yapılabilir”. Şimdi sadece masa başından elektronik ortamda denetim yapıldığında ortaya çıkan endişe şu: ispat konusundaki sorunlar daha da artar, mükelleflerin haksız vergi tarh ve cezalarıyla karşılaşma riski yükselir mi?
Gerçek ticari faaliyet yalnızca ekran başından değil, sahada da izlenmelidir. Aksi takdirde, bu tür bir vergi incelemesi sadece eksik olmaz, aynı zamanda Anayasal sınırları da ihlal eder.
Son olarak okurlara birkaç öneri: zaman damgalı dijital arşiv oluşturun, aylık stok sayımı ile ERP mutabakat raporu tutarak ekran görüntülerini pdf olarak alın, görüntülü toplantıların kaydını alın ve iyi bir siber kalkan kullanın.