San Sebastian’ın zarif Gilda’sı
Kişi başına düşen Michelin yoğunluğu ile dünyanın en lezzetli kenti sayılan San Sebastián’ın ikonik simgesi Gilda bir kürdana dizili üç malzeme ile hazırlanan yeşil biber turşusu, ançüez ve yeşil zeytinden oluşur. Gilda adını Rita Hayworth'un 1946 tarihli muhteşem filmindeki baştan çıkarıcı karakterden alır.

Ebru KÖKTÜRK KORALI
Bir film karakteri, Casa Vallés’in bar tezgâhında yerel halkın hafızasında yeniden şekillenir ve pinçosların arasına Gilda adıyla yerleşir. Gilda kadar zarif ve bir o kadarda güçlü, elbette aşırı derecede baştan çıkarıcıdır. San Sebastian gelenekesel mutfağının simgesi olan pintçosların en ünlüsü Gilda’nın temel malzemelerinden biri olan guindilla biber turşusu, bizde dönerle servis edilen ve serin, ekşi tadıyla ağıza geldiğinde sevindiren biber turşusuna çok benziyor. Bu muhteşem üçlü bir araya geldiğinde ve zeytinyağı ile şenlendiğinde güzel bir yemeğe başlamak için tüm duyularınızı harekete geçirir ve baştan çıkarır…
San Sebastian’ı gastronomik açıdan bu kadar eşsiz bir konuma taşıyan coğrafi avantajlarının yanı sıra, 1800’lerden itibaren şehir mutfak kültürünün gelişmesine katkı sağlayan toplulukların varlığı. Txoko adı verilen bu topluluklar hâlâ varlığını sürdürüyor ve yılın belli günlerinde erkekler bir araya geliyor, ikişerli takımlar halinde yemek yapıyorlardı. Bu sırada deneyimlerini, tariflerini değiş tokuş ediyorlardı. Böylece hem damak tatları gelişiyor hem de rekabet mutfağı geliştiriyordu. Şimdilerde kadınlar da katılabiliyormuş bu toplantılara. Konuşmak, tartışmak, deneyimlemek ve geri bildirim gelişmek için çok önemli. Bir mutfak kültürünün gelişimi ve sürdürülebilirliği ancak bunlarla mümkün.
Yerel malzemeyi, kültürel bağları ve kolektif hafızayı taşıyan her tabak, aslında o şehrin kendine özgü bir dille konuşmasıdır. Aynı zamanda ekonomik olarak da ölçülebilir bir değere sahiptir. Gastronomi sayesinde artan turist sayısı, uzayan konaklama talepleri, güçlenen yerel istihdam ve küresel ölçekte prestij…
Kültür ve sanatla güncellenen takvimler
Kültür ve sanat etkinliklerinin takipçileri seyahat programlarını, görmek istedikleri yerlerin etkinlik ajandasına göre belirliyor. Sanat ve kültür etkinlikleri alım gücü yüksek, özel zevkleri olan gezginlerin ilgisini çekmenin yanı sıra kentin marka imajını da güçlendiriyor ve ona bir ruh, bir kimlik katıyor. İyi planlaması gereken gastronomik etkinlikleri de kapsayan bu kültürel etkinlikler takvimi yerel yönetimlerin yeni ilgi odağı. Konserler, konferanslar, sergiler, festivaller, gurme pazarlar, bağ bozumu ve hasat şenliklerinin yer aldığı, şehrin tüm heyecanlarının takvimlendiği bu yeni dijital platformalar hem gezginler hem de kent sınırları dışındaki hemşehriler için ortak bir tarihte buluşma olanağı sağlıyor. Dijitalleşen dünyamızda biraz merakla gideceğimiz kentin en güzel zamanını bulmak, daha fazlasını görmek, hissetmek için sosyal medya ve internet üzerinden bu takvimlere ulaşmak, hatta rezervasyon yapıp bilet almak mümkün.
Dönelim Bask Bölgesine… Bask Bölgesi olarak tanımlanan bölgenin bir kısmı İspanya, bir kısmı ise Fransa’da. Dünyanın en güzel plajları, en güzel yemekleri burada. Çok yakın zamana kadar silahlı eylemler, kanlı baskınlarla hatırladığımız 1959’da Franco diktatörlüğüne karşı kurulan ayrılıkçı ETA örgütünün 20 Ekim 2011’de silah bırakması aslında bölgenin dönüm noktası. 1979 yılında İspanya’daki Bask eyaleti olarak özerlik kazanmış olsa da tam bağımsızlık isteği halen devam ediyor.
Bir diğer dönüm noktası ise Bilbao’nun dönüşümü; San Sebastian’a gitmek için Bilbao’ya uçmak zorundasınız. Bilbao dünyanın en sıkıcı sanayi şehirlerinden biriyken Nervion Nehri'nin batı kıyısında Frank Gehry imzalı Guggenheim Müzesi 1997 yılında tamamlanıyor ve dünyanın ilgisini çekiyor. Kamu kaynakları ile yapılan son derece pahalı bu eşsiz müzeye nehirden bakıldığında limanda bağlı bir gemiyi andırıyor, ışıldayan titanyum kaplaması ise kıvranan bir balığın pullarını çağrıştırıyor.
Bilbao yerel yönetimi müzenin yapımını ekonomik kalkınma projesinin merkezine aldı, müze çevresini de değiştirdi ve turizme açtı.
Bask Bölgesi hiçbir zaman ziyaretçi sayısı ile ilgilenmiyor, daha iyi harcama yapan turistin ilgisini çekmek için kendini geliştiriyor.
Sinema ve gastronomin tutkulu ilişkisi
Gilda ile başladık, sinema ile kapatalım, San Sebastian gastronomik ünü sınırları aşmadan önce San Sebastian Film Festivali ile kültür alıcılarının radarına girmeyi başarmıştı. 72 yıldır eylül ayında düzenlenen festivale Türkiye’den de birçok film katılır, Avrupa sinemasında önemli festivallerden biridir San Sebastian Film Festivali. Berlin Film Festivali ile birlikte mutfak sinemasına da bir bakış atar, yan bölüm olarak çok ilgi çekicidir.
Bu yıl Urla’da Urla Gastronomi Filmleri Festivali yapılıyor, 23-24-25 Mayıs tarihlerinde. Bu festivalin Urla’ya çok yakışacağını düşünüyorum. Güzel restoranları, nefis şarapları ve enginarı ile ünlü Urla’nın sanatla, sinemayla buluşmasını kutlayalım, ben orada olacağım.